
COVID-19 Bağlamında Alınan Önlemlerin Özel Okul Ve Anaokulu Sözleşmelerine Etkisi
GİRİŞ
T.C. Milli Eğitim Bakanlığı COVID-19 salgınının önlenmesi amacıyla 30.04.2020 tarihine kadar eğitimin uzaktan eğitim yoluyla sürdürülmesine karar vermiştir. Kesin olmamakla birlikte bu sürenin dönem sonuna kadar uzaması muhtemel görünmektedir. T.C. Milli Eğitim Bakanlığı’nın aldığı karar sonrasında birçok özel okul uzaktan eğitime geçerek eğitim faaliyetlerini sürdürmeye çalışmaktadır. Özel okul ve anaokulu velileri 2019-2020 yılı için özel okul ücretlerini ödemiş bulunmakta veya ödemeye devam etmektedir. Sözleşmeye konu eğitim ve öğrenim hizmetinden tam olarak yararlanılamamasına rağmen eğitim ücretinin tam olarak ödenmesi beklenmekte ve ücrette indirim konusu hiç gündeme gelmemektedir. Bu ise sözleşmeye konu hizmetten tam ve gereği gibi yararlanamayan veliler ile özel okul arasındaki sözleşme (edim) dengesini bozmaktadır. Sürecin özel okul ve anaokulu sözleşmelerine etkisiyle ilgili hukukî değerlendirmemiz aşağıdaki gibidir.
- Özel okullarla yapılan sözleşmenin tüketici işlemi niteliğindedir. Uyuşmazlığa 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun uygulanır.
- COVID-19 salgını kapsamında alınan önlemler her iki tarafın da kusuruna dayanmayan, öngörülemeyen bir haldir. Bu durumun ortaya çıkmasında tarafların kusuru yoktur.
- Özel okul ve anaokulunun borcu bakımından kusursuz ifa imkânsızlığı veya ayıplı hizmete ilişkin hükümlerin uygulanması söz konusu olabilir.
- Kusursuz ifa imkânsızlığına gidilmesi halinde okulun borcunun sona ermesine bağlı olarak, velinin de ücret ödeme borcu sona erer. Tedbirlerin alındığı döneme ilişkin ödenmiş olan ücretin iadesi istenebilir. Uzaktan eğitim kapsamında derslerin bir kısmı yapılıyorsa, ifa edilemeyen kısım oranında borç sona erer ve bu oranda ücretin iadesi (veya ücretten indirim) istenebilir.
- Ayıplı hizmete ilişkin hükümlere (TKHK m. 13-16) başvurulması da mümkündür. Özel okullar veya anaokulları sağlayıcı olarak bir hizmeti görmeyi borçlanır. Hizmetin idarenin aldığı karar sebebiyle görülememesi aynı zamanda hukukî ayıp niteliğindedir. Ayıplı hizmetten sorumluluk kusura dayanmayan bir sorumluluktur. Bu durumun ortaya çıkmasında özel okullar ile anaokullarının kusuru olmasa bile ayıptan sorumlulukları devam eder. Ayıplı hizmet durumunda ise veliler ayıptan doğan haklarını kullanabilirler. Bu halde de iki ihtimal söz konusu olabilir;
- Veliler, uzaktan eğitim veren özel okullarda ifa edilmeyen hizmet oranında eğitim ücretinin indirilmesini isteyebilir. Örneğin günde sekiz saat eğitim veren bir okul dört saat online eğitim veriyorsa, ona göre gerekli indirimin yapılmasını isteyebilir. İndirilecek miktarın belirlenmesi her olaya göre ayrı ayrı değerlendirilmelidir.
- Anaokulu sözleşmelerinde durumun biraz daha farklı olduğu kanaatindeyim. Şöyle ki, anaokullarında eğitimden ziyade çocuğun gözetilmesi ve sosyalleşmesi ön plandadır. Ayrıca anaokulu yaş grubuna uzaktan eğitim verilmesi işin niteliği gereği zor ve verimsizdir. Bundan dolayı anaokulu sözleşmelerinde kanaatimizce ücret ödeme yükümlülüğü olmamalıdır. Veliler idari önlemlerin alındığı andan itibaren geçerli olmak üzere sözleşmeyi feshedebilir veya tedbirler kaldırılıncaya kadar ücret ödemekten kaçınabilir. İdare tarafından alınan tedbirlerin süresiyle sınırlı olarak ödenmiş ücretlerin iadesi istenebilir.
- Özel okul ücretlerine yemek ücreti de dâhildir. İdari tedbirlerin alındığı döneme ilişkin yemek ücretinin iade edilmesi gerekir. Bu durum servis ücretleri bakımından da geçerlidir.
- Özel okul sözleşmelerinde genellikle şu yönde bir hükme yer verilmektedir. T.C. Milli Eğitim Bakanlığınca ilan edilen resmî tatillerde de ücret ödeme yükümlülüğü devam eder. Kanaatimizce resmi tatilden kasıt, idare tarafından ilan edilen birkaç günlük veya bir haftalık resmi tatillerdir. Sözleşmede yer alan böyle bir hükmü bir veya iki aylık resmi tatil olarak yorumlamak mümkün değildir. Ayrıca sözleşmede yer alan bu tür hükümler haksız şart olarak TKHK m. 5 gereği kesin hükümsüzdür. Tüketici Sözleşmelerinde Haksız Şartlar Hakkında Yönetmek haksız sözleşme şartlarını örnek olarak verilmiş Ek-1/a’ya göre, “Sözleşmeyi düzenleyenin, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerinden herhangi birini tamamen veya kısmen ifa etmemesi veya ayıplı ifa etmesi halinde, tüketicinin herhangi bir alacağını sözleşmeyi düzenleyene karşı var olan bir borcuyla takas etme hakkı dâhil, sözleşmeyi düzenleyene veya bir üçüncü şahsa yöneltebileceği yasal haklarını ortadan kaldıran ya da ölçüsüz şekilde sınırlayan şartlar haksız şarttır.”.
SONUÇ
Sahip olunan hakların kullanılması için sürecin sonucunun beklenmesinde yarar bulunmaktadır. T.C. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından alınan tedbirlerin ne zaman sona ereceği belli değildir. Yaz dönemi için telafi eğitimleri söz konusu olabilir. Tüm açıklanan sebeplerden dolayı dönemin bitmesine bağlı olarak hakların kullanılması yerinde olacaktır.
Bir yanıt bırakın